ANKARA– Meclis Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerine İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçeleri ile devam edildi.
Görüşmelerde konuşan MHP İstanbul Milletvekili Dilek Fazilet, HDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun’u hedef aldı. Meclis Genel Kurulu’nda barış talebini dile getirmek için beyaz tülbentini çıkaran Tosun’a yönelik “utanç verici” ifadesini kullanan MHP’li Fazilet, “Beyaz yazı değil, beyaz bayraktır” dedi. Annelerimizin temiz beyaz tülbentini bebek katillerine malzeme olarak kullanmaya kalkışmak alçakça bir gösteri ve provokasyondur” dedi.
MHP’li Erdem’in bu sözleri bütçe görüşmelerinde tansiyonu yükseltti. HDP’li Beştaş’ın yansımasına yanıt veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, HDP’li Tosun’u hedef aldı.
HDP’Lİ BESTAS: HDP’NİN SİZE KARŞI KORKACAĞI YOK
HDP Küme Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, MHP’li Erdem’in beyaz örtüyle ilgili sözlerine tepki gösterdi: “Toplum binlerce yıldır barış içinde yaşamanın kanununu koymuş. Bunlardan biri Kürt illerindeki Kürtler arasında çok iyi bilinen bir gelenektir. Kavgayı, çatışmayı, savaşı bitirmek için yapılan bir ritüeldir” dedi.
HDP Milletvekili Beştaş, Diyarbakır Milletvekili Tosun’un tülbentini yere atarak barış talebini dile getirdiğini belirterek, “Böyle bir eylemi rezalet sayacak kadar savaşı kutsayan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Atılacak beyaz bir tülbentimiz ve barış irademiz var. Akıllarında ölüm var ama en çok ilgi. Bu aşağılık laflara nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum ama asıl pislik bu sözleri söyleyenlerin sözleri ve zihniyetidir. Mafyayı ülkeden çıkarmak için kanunlar çıkaran bir partinin milletvekili böyle diyor” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya şu sözlerle seslendi:
“Atalarınıza boyun eğmediğimizi unutmasın. Karşınızda korkacak bir HDP yok. Bu bahiste yürüyen bir nefret makinesine dönüştünüz. Her gün yeni bir Süleyman Soylu ile karşı karşıyayız. Nasıl bu kadar nefret üretiyorsunuz anlamıyorum. Daha ben söze başlamadan yerinizden kalkıp akın etmeye başlamanız psikolojinizi ortaya koyuyor. Ama dediğimiz gibi atalarınızın tarihine bir bakın. Bir direniş örneğine, bir ilkelilik örneğine, bir çabalama örneğine bakın. “
SOYLU, HDP VEKİLİNİN NİYETİNİ ALDI
Görüşmelerin ardından ilk kez kürsüye çıkan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bütçe görüşmelerinde söz aldı. Bir dizi hakaret ve iftira ile karşı karşıya kaldıklarını belirten Soylu, “Kürtlerin düşmanı kim biliyor musunuz? 10 yaşındaki çocuğa kalaşnikof veren PKK ve HDP’dir. Masum görünme. Kimi kaçırdığınızı, kimi dağlara gönderdiğinizi, annelerinizin sizi nasıl incittiğini, sizden nefret ettiğini herkes biliyor.”
HDP Milletvekili Remziye Tosun’un amacı ile konuşmasına devam eden İçişleri Bakanı Soylu, şunları söyledi:
“Cümlem, burada tülbent giyen Remziye Tosun’un sadece ve sadece PKK tim üyesi olduğudur. Bütün devlet kayıtlarında durum böyledir. Aynı zamanda son 5 yılda bin 230’un üzerinde Türkiye’ye teslim olan PKK terör örgütüne mensup şahıslar var. Teröristler var. Gelip ‘HDP bizi dağa gönderdi’ dediler. Temel hesabı vereceksin.”
‘KÜRT’ÜN EN BÜYÜK DÜŞMANI SÜLEYMAN’DIR’
HDP Küme Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu sözlerine tepki gösterdi. Soylu’nun kendisine “Masum bakma” dediğini belirten Beştaş, “Gözlerim masum veya haksız değil ki, haksızmış gibi bakayım. Senin gibi sayısız yüzüm yok. Bir tek yüz.Bir İçişleri Bakanı düşünün, yaptığı her konuşmada kin ve öfke kusan, İçişleri Bakanı olabilir mi, İçişlerini düzenlemek, kolluk kuvvetlerini denetlemek görevi olan en yetkili kişi sizsiniz. ve bu ülkede iç huzurun sağlanması. Sizden bakanlık yapmanızı bekliyoruz. İşte bizi suçluyorsunuz. Beni ve Remziye Tosun’u düpedüz haksız ilan ettiniz.”
İçişleri Bakanı Soylu, “Anneler ne der biliyor musunuz?” sorusunu hatırlatan HDP’li Beştaş, “Anneler haklarınız ne diyor biliyor musunuz? ‘En büyük Kürt düşmanı Süleyman’dır’ diyorlar. Bunu her yerde söylüyorlar. Diyarbakır, Mardin, Siirt, Hakkari’ye gidin. Her gün halkın yanındayız. Anneler her gün senin için iç çekiyor. Çocukların sağ salim evlerine dönmesini istiyor” diyerek, şöyle devam etti:
“Asker anne de bunu istiyor. Türk anne de Kürt anne de bunu istiyor. Burada savaş yerine barışı savunuyoruz. ‘Artık bu ülkede kan dökülmesin’ diyoruz. Önümüze kaç barınak yıktığınızı anlatan bir kitapçık koydunuz, 9.100. Bir konuşmanızda ‘300 terörist kaldı’ diyorsunuz. Hangi yalanlarını sayalım. 9 bin sığınak yıkıldıysa 300 kişi nasıl oluyor? Her sığınağa bir kişi düşmez. Bölümlere mi ayırıyorsunuz? Biraz dürüst ol.” (DUVAR)
